Önsözler-Sevgi Üzerine Önsözler

*Gerçek sevgi ihanetin en tatlı en zevk verici güzelliği kadar ihtişamlıdır. Gerçek olmayan sevgi yalanın ve hıyanetin insanda bıraktığı burukluk kadar tatsız, karıştırılmış küllerden kalkan toz bulutu kadar gizemlidir...
Edokaze
 
*Sevip de kaybetmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir.
Seneca
 
*Ne üstün zekâ, ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi.. İşte bu dehanın ta kendisidir.
Mozart
 
*Sevgi insanı birliğe, bencillik de yalnızlığa götürür.
Schiller
 
*Rüzgâr ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur; küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.
Mevlana

Öğüt Veren Hikayeler- Kıssadan Hisseler

ASLAN BAKICISI
Bir aslan bakıcısı, yavruyken alıp büyüttüğü aslanı çok sevmekte ve ona kendi çocuğu gibi bakmaktadır.
Bir gün aslana et verirken aslan koluna bir pençe atar. Bir süre hastanede yatan bakıcı hastaneden çıkar, ancak çok sevip büyüttüğü aslanın bu davranışını unutamaz ve depresyona girer. Bunun üzerine bir psikologa gider. Psikolog ona, depresyondan kurtulması için aslanı affetmesi gerektiğini söyler. Psikologun telkinleriyle aslanı affeden bakıcı, kısa süre sonra iyileşir ve tekrar işine döner.


Aslanla arası düzelen ve tekrar eski günlerine dönen bakıcı mutludur. Ancak bir süre sonra aslana kendi eliyle et verirken yine saldırıya uğrar. Bunun üzerine yıkılan bakıcının kalbinde ellerindeki yaralardan daha derin bir yara açılır. Bir süre sonra vücudundaki yaralar iyileşir, ancak kalbindeki yara bir türlü geçmez. Bu kez başka bir psikologa gider."Ben onu affetmiştim, neden bunu bana tekrar yaptı" diye sorar. Psikolog ona hayatı boyunca unutamayacağı şöyle bir tavsiyede bulunur.
 "Affet, ama unutma!

Bardağı çocuk kırarsa sakar olur, anne kırarsa nazardan ötürü kırılmış olur, baba kırarsa o bardağın orada ne işi var? sorusu sorulur.

*Kendi Heykelinin dikilmesini yasaklayan Castro,  Küba’da  Atatürk heykeli diktirmiş...

Komik Fıkralar

Şeytan Taşlama
Deliler namaza başlamışlar. Delilerden kurtulmak için fırsat kollayan müdür delileri dışarı çıkararak sizi hacı yapacağım demiş.
Deliler sevinerek binanın etrafında hepsi dönmeye başlarlar.
Günler geçer. Müdür mutlu bir şekilde masasının başında çayını içerken birden pencereden içeri taşlar yağmaya başlar. Kafa göz kırık halde çıkıp bağırmaya başlayan müdür:

- Ne yapıyorsunuz sizi manyaklar !?
Deliler:
-Tavafımız bitti şeytan taşlıyoruz. diye karşılık verirler.

Güzel Sözler-Atatürk Sözleri

Ahlakın olmadığı yerde kanun işe yaramaz.

Asker olmak, sonra asker olmak, yine de asker olmak gerek.

Bir tek düşmanla sık sık dövüşmemelisin, çünkü ona bütün savaş sanatını öğretirsin.

Askerliğin ilk sıfatı yorgunluğa tahammüldeki sebattir, cesaret ancak ikinci sıfatıdır.

Bir komutan ne galiplere ne de mağluplara dinlenecek kadar vakit bırakmalıdır.

Asla vicdanınızın sesini kendinizden uzak tutmayın.

Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim.

Bana Türklerden kurulu bir ordu verin, dünyayı rehin alayım.

Barış demekle dünyada barış olmaz!

Büyük eylemler hiçbir zaman rastlantının ve talihin eseri değildir, her zaman tertip işidir.

Çekingen, ürkek ve korkaklar için her şey imkansızdır, çünkü her şeyi imkansız zannederler.

Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti Istanbul olurdu.

En büyük tehlike zaferin eşiğinde durur.

Felaketlerin üstünde dimdik oturan insan soylu ve cesurdur.

Fırsat çıkmadıkça kabiliyetler pek az işe yarar.

Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstünden gelebilir.

Sık sık ceza vermeyiniz, ama verdiğiniz zaman ağır ceza veriniz.

Vücudu dinlendirmenin en doğru yolu, aklı dinlendirmektir.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, ulusundur.

Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.

Hürriyet kayıtsız şartsız serbest olmak değildir. Onun akitleri şartları vardır. Kayıtsız şartsız serbest olmak ormanlardaki hayvanlara mahsustur.

Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!

Doğum Günü Sözleri-Güzel Sözler

Yeni yaşında kalbinin alabildiği kadar sevmen ve her zamankinden daha çok sevilmen dileğiyle. Yeni yaşın mutlu, doğum günün kutlu olsun.

Yılların sormadığı yolların yontmadığı,dostların unutmadığı bir ömür için bu yıl başlangıç olsun.

Pastanın dilimlerinde yoktur gözüm onu üfleyecek olan onu anlamlı kılacak olan kişi değerlidir benim için hayatımın kreması,bal kaymağı nice yıllar olsun.

Bir bir devirdin yılları 70 e geldin bakalım nereye kadar gidecek:)

Farkında mısın biraz daha yaşlandın, ama olsun sen tanıdığım en tatlı ihtiyarsın.

Pastanın etrafında sevdiklerin, kalbinin etrafında sevgilerin, senin etrafında hayallerin olsun, doğum günün KutLu oLsun.

Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara.

Doğduğun gün bulutları yırtarak, bir güneş gibi etrafına aydınlık saçarak girdin hayata. Hep sevgiyle yaşa! Nice yaşlara.

Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı,sen nefes kadar önemli, canım kadar değerlisin, iyiki doğdun birtanem.

Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir “hayat pastası” yapabiliriz sanırım… Nice yaşlara!

Etkili Aşk Sevgi Sözleri

Aşkınla sararıp solacak kadar, sevginle bahtiyar olacak kadar, uğruna canımı verecek kadar, seviyorum desem inanırmısın.

Hey mesaj sezsizce git onu çok özlediğimi söyle, eğer işi varsa tahatsız etme, eğer uyuyorsa yanağına bir öpücük kondur, eğer şuan okuyorsa onu untmadığımı söyle.

Sen hiç denizlerin dibine bakınca yemyeşil ormanları gördün mü? İmkansız deme! Çünkü ben senin gözlerine bakınca ölülerin bile şahit olamadığı o cenneti gördüm.

Benim için seni görmek suya benzer, Seninle yasamak ise nefes almaya, Susuz üç gün yaşarım ama nefes almadan asla.

Sen bir pınarsın içilen ama kanılmayan, Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan, varlıgına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan.

Ne dil yeter seni anlatmaya, Ne göz kıyar sana bakmaya, Ne ellerim dayanır sana dokunmaya, Ne kollarım uzanır seni sarmaya Hiç ömür yeter mi? Bir sen daha bulmaya bitanesi.

Senin kanadın olmak isterdim, Ben olmadan uçma diye, Senin baharın olmak isterdim, Ben olmadan açma diye.

Kahvaltı hazırladım sana da gönderiyorum, umut dolu omlet, haşlanmış sevgi, bir dilim tutku ,seni seviyorum reçeli, ve bir de yalnızlık demledim kaç şekerli olsun?

Hayatta üç şeyi sevdim; Seni, Kalbimi, Ümit etmeyi. Seni sevdim sensin diye, kalbimi sevdim seni sevdi diye, Ümit etmeyi sevdim belki seversin diye..

Sen bazen dudağımda bir gülücük yüreğimde yanan bir ateş ve gözlerimden akan yaşsın. Ama sen her zaman benim küçücük kalbimde çok büyük bir parçasın.

Gözümden akacak yaş olsan ağlamam ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam seni kalbime hapsettim kimseye bırakmam!

Sen bir yıldızsın etrafında gezegenler var ben dünyayım hayat yalnız bende var.
Seni yıldızlara benzetıyorum onlar kadar saf onlar kadar güzelsin ama onlardan bi farkın var onlar milyonlarca sen bir tanesin .

Babalar Günü Mesajları-Dünya Babalar Günü Sözleri

Dünyanin en yakisikli babasina, seni çok seviyoruz, babalar günün kutlu olsun!

Hayatin anlami ve tüm güzelliklerini ögreten adam, benim sevgili babam. Babalar günün kutlu olsun!

lk adimlarimi atarken ellerimden tutuyordun. Simdi fark ediyorum ki babacigim, ellerimi hiç birakmamissin. Babalar günün kutlu olsun.

Bana yaptigin dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanin en iyi örnegi olmandir. Babalarin en iyisi, bu gün sadece senin..

Sen güçlü bir çinar gibisin.. Arkami ne zaman sana yaslasam sanirim ki dünyayi bile fethedebilirim.. Çünkü bana hep güç verirsin.. Babalar günün kutlu olsun.

Her zaman söylemesem de biliyorum aslinda babamin onu ne kadar çok sevdigimi bildigini.. Ve ben ne kadar karisik cümleler yazsam da hepsini desifre edebilecegini.. Çünkü o benim BaBaM.

Üzerime sabır tohumları ekip sevgiyle suladığun gülünün bilmeni istediği bir şey var. Seni Çok Seviyorum Babacığım.

Koklanacak gül, açılacak gonca, yaşanacak hayat ve alınacak nefes olan sevgili babam. İkliminden tasasızlık, sevginden cesaret ve gözlerinden esaret aldığım günleri hep yaşamak isterim.

Benzemez hiçbir şeye bu sevgi. Ne şiir yeter anlatmaya, ne yürek yeter bunu sığdırmaya. Babalar günün kutlu olsun babam.

Kollarından daha huzurlu, daha güvenli, yüreğinden daha sıcak ülke yokmuş babacım. Babalar günün kutlu olsun.

Güzel Sözler-Mevlana Etkileyici Güzel Sözleri

Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene.

Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin.

Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.

Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.

Allah mermere emir vermez.

Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.

Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.

Aklın başına gelince pişman olacağın bir işi sakın yapma.

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.

Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.

Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.

Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.

Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.

Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.

Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.

Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.

Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.

Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur.

Dostun yanına hediyesiz gitmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir.

Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.

Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.

Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.

Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil.

Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.

İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.

Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.

Korku erkektir, umut ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar.

Ne tükenmez hazinesin ey dil! Ne devasız bir dert..

Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.

Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terkeder.

Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.

Üç sözden fazla değil. Tüm ömrüm şu üç söz; Hamdım, piştim, yandım..

Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın gibi çocuk meydana getirirler.

Trafik Haftası İle İlgili Güzel Sözler



Kaza geliyorum demez.

Acele giden ecele gider.

Hayatımız en büyük hazinedir.

İçinizdeki trafik canavarını durdurunuz.

Çiğnemezsen kuralı, ne ölü olur ne yaralı.

Dikkatsizlik ihmali, ihmal de tehlikeleri doğurur.

Akıl+önlem=Emniyet.
Küçük bir ihmal, en büyük felaketi doğurabilir.

Kazaları ihmaller, ihmalleri de uzak sanılan ihtimaller doğurur.

Bir an dikkatsizlik, ömür boyu pişmanlık.

Bir damla alkol, bin damla kan!

Trafik canavarı olma!

Kaza en pahalı cezadır.

Kazaları otolar değil, şoförler yapar

Acele giden ecele gider.

Hastanelerin de mağazalar gibi vitrinleri olsaydı, kazalar bu denli çok olmazdı.

Kazaları arabalar değil, insanlar yapar.

Bir anlık dikkatsizlik ömür boyu pişmanlık getirir.

Dostlukla İlgili Atasözleri ve Anlamları

Dost kara günde belli olur
Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur. Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsinegerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur. İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçekdostlarımızdır.

Dostluk başka, alış veriş başka
Alış verişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakârlık yatar. Bunu bilip dost kalmak isteyenler alış verişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar. Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakârlık yapmasını gerekli kılmaz.

Dost acı söyler
Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir. Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana. Düşman kimselerin aksine, insanın iyiliğini isterler. Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de paylaşırlar. Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı, yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler. Bizi memnun etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar. Amaçları bizi düzeltmek, acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir. Bu bakımdan iyiliğimiz için söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız.

Ayıpsız yâr (dost) arayan, yârsız (dostsuz) kalır.
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanınmükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.

Yoldan kal, yoldaştan kalma
Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir. Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur. Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar. Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir.

Üzüm üzüme baka baka kararır
Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar.

Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer).
Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar.

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar.

Körle yatan şaşı kalkar (İtle yatan bitle kalkar).
Değersiz, kötü, ahlâksız kişilerle ilişki kurup arkadaşlık yapanlar ister istemez onlardan etkilenir ve kötü huylar kaparlar. Çünkü insanı en çok etkileyen yakınında bulunduğu insanlardır.

Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına
Yakın ilişkide bulunduğun kimselere (aile fertleri, komşu, arkadaş, mesai arkadaşları vs.) iyi davran, onları incitip kırma. Eğer böyle yaparsan onlar da senin hakkında hiç iyi düşünmezler, sana daha büyük kötülük yapma yoluna giderler.

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.

Can canın yoldaşıdır
İnsan yaratılışı gereği tek başına yaşayamaz. Bir arkadaşa, bir dosta mutlaka ihtiyaç duyar. Bu, gerek iş yapması, gerek sorunlarını çözmesi, gerekse konuşup dertleşmesi için zorunludur.

Bir selâm bin hatır yapar
Dinimizin bir emri olan selâm, bir bilgi ve sevgi belirtisidir. Dolayısıyla gönül kazanmanın önemli bir anahtarıdır. Yakınlarımıza, arkadaşlarımıza, hatta yabancılara bile vereceğimiz selâm onlarla aramızda bir yakınlığın doğmasına yol açar; gönülleri birbirine yaklaştırır. Bu sebeple selâmlaşmayı ihmal etmemek gereklidir.

Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz).
Birileri gelip konuğumuz olabilir, evimizde kalabilir. Bu konuk tıpkı can gibidir; can nasıl gövdeye geldiği gibi gidiyorsa, konuk da günün birinde geldiği gibi gidecektir. Bu sebeple yanımıza gelen arkadaş, dost, yakın ve konuklarımızdan yaka silkmemeliyiz.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim
Adam ahbabından bellidir (Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu diyeyim).



İnsan daha çok anlaştığı, huyunu suyunu bildiği, sevdiği, yanında bulunmaktan hoşlandığı kimselerle arkadaşlık kurar; dostluk eder. Dolayısıyla bir kimsenin iyi ya da kötü olduğu, arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılabilir.

Özlü Sözler-Akılla İlgili Özlü Sözler

Akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi, ama yüreğin mâsum çocukluk yüreği olsun. (Schiller)
Akıl yeryüzünden kalksa bile, hiç kimse akılsız olduğunu kabul etmez. (Şeyh Sadi)
Akıllı bir kimse, düşmanından da akıl öğrenmeyi ihmal etmez. (Beydeba)
Akıllı bir kimse, kazandığı paranın birazını, aldığı nasihatın ise birçoğunu saklar. (Harry Karns)
Akıllı olmak da birşey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. (Descartes)

Akılsızlar, hırsızların en zararlılarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalar. (Goethe)
Allah Teâlâ akıldan daha değerli bir şey yaratmamıştır. (Hadis-i Şerif)
Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir. (W.Shakespeare)
Ben, bilmediğim için diğer insanlardan akıllıyım. (Socrates)
Bir adamın sorusundan, onun aklının derecesi anlaşılır. (Hz.Ömer r.a.)
Elinizde ise başka insanlardan daha akıllı olun, ama sakın onlara bunu söylemeyin. (P.Lord Chesterfield)
İdrak-i mââli bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar sikleti çekmez (Ziya Paşa)
İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü hiç kimse aklından şikayetçi değildir. (Montaigne)
İnsanı hayvandan ayıran aklıdır. İnsan, akıldan uzaklaştığı zaman, hayvan ortaya çıkar. (Epictetos)
Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız. (Charles De Montesquieu)
Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen ve sahip olduklarına sevinen, akıllı bir insandır (Epictetos)
Tabiatın insanlara en âdilce dağıttığı nimet akıldır derler: çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir. (Montaigne)

Akılla İlgili Atasözleri ve Anlamları

Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur
Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akıllı kişi altından kalkamayacağı, beceremeyeceği işlerin idaresinden uzak durmaya çalışır. O bilir ki, bunun aksine bir hareket hem kendini, hem de başkalarını zarara uğratır.


Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin
İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen; çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimse, kendisinden bir konuda yardım istendiğinde, yardım edeceği yerdeçözüm yolları gösterir ve işten kaçmaya çalışır.



Akıl akıldan üstündür
Her insan aynı anlayış, bilgi ve düşünme gücüne sahip değildir. Bizim akletmediğimizi, bir başkası akledebilir. Biri bizden daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tutabilir. Bu bakımdan önemliişlerimizde güvenli, geniş düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgi ve tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız.


Akıl için tarik (yol) birdir.Bir mesele ancak akıl yoluyla çözülebilir. Bu yol ise tektir. Doğru düşünenlerin, mantıklı olanların bu yolu izlediklerinde vardıkları sonuç hep aynı olacaktır.

Akıl kişiye sermayedir
Giriştiğimiz hemen bütün işlerde başarılı ya da başarısız olmamızdaki en büyük etken akıldır. O, yapmaya çalıştığımız işte baş aracımızdır. Onu gerektiği gibi, yerinde kullanırsak iyi sonuç almamız kolaylaşır. Hemen her işte bir sermayeye gerek duyulduğu açıktır. Bu sermaye de paradır. Ama unutmayalım ki, paranın da işe yarar şekilde kullanılması akılla olur.


Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır (Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun).Düşüncesiz ve yersiz davranan, gerçeği görmeyen, anlayışı kıt kimseler yaptıkları işlerin, söyledikleri sözlerin ne gibi sonuçlar doğuracağını hesap edemezler. Bu yanlarıyla, iyi niyetli de olsalar dostlarına bilmeyerek zarar verebilirler. Bunun aksine, akıllı düşmanın neler yapabileceği, hangi yollara başvuracağı önceden tahmin edilip sezilebilir; dolayısıyla kişi tedbirini alır, kendisine gelebilecek zararları önlemeye çalışır.

Akıllı hırsız, şaşkın ev sahibini bastırır
Aklını kullanmasını bilen, açık göz, uyanık ve düzenbaz kimseler düşüncesiz, kavrayışı kıt, ahmak ve şaşkın kimseleri aldatmakta bir zorlukla karşılaşmazlar. Hatta bu kimseler, karşılarındaki bu aptal insanları, haklı da olsalar haksız çıkarabilirler; kendilerini suç işlememiş gibi gösterebilirler.


Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
Önlem almaya, hazırlıklı olmaya alışmış kimi tedbirli kimse, hemen her şeyde bir sonuca ulaşmak içinsağlam bir yol arar. Bunun için de düşünüp taşınır, kolay kolay karar veremez. Dolayısıyla da epey zaman harcamış ve sonuca ulaşmakta gecikmiş olur. Oysa gözü pek atak ve yeterince düşünmeden karar veren kimse, tehlikeyi göze alıp işe girişir ve sonuca daha çabuk ulaşır.


Akıllıyı arkada tutma, akılsızı kılavuz etme
Hangi işte, hangi yönetimde olursa olsun sağlıklı bir sonuca gidilmek isteniyorsa, mutlaka iyi ve doğru düşünenlere, işinin ehli ve akıllı kimselere öncelik verilmelidir; onlar takipçi değil, takip edilenler olmalıdır. Eğer bunun tersi yapılıp akılsız, ahmak, beceriksiz, anlayışı kıt kimselere öncelik verilir, onlar iş başına getirilirse yapılan işten olumlu bir sonuç elde edilemez; elde kalan yalnızca zarar olur.


Akıl para ile satılmaz
İnsanlar akılca eşit değillerdir. Kimileri akıllı, kimileri aptaldır. Bunu değiştirmek mümkün değildir, böyle de sürüp gidecektir. Üstelik akıl, somut bir şey de değildir. Sonradan da elde edilemez, parayla da alınıp satılamaz. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda delice işler yapan varlıklı insanlar, akıllıca işler yapan yoksul insanlar görürüz. Eğer akıl parayla satın alınmış olsaydı zenginlerin dilece işler yapmadıklarına tanık olabilirdik.


Akılsız başın zahmetini ayaklar çeker
1. İyi düşünüp taşınmadan, eni konu hesaplamadan verdiğimiz kararlar, yaptığımız girişimler bizi kötü sonuçlarla karşı karşıya bırakır, çıkmaza sokup oraya buraya koşturur, yorgun düşürür. Hemen her şeyi yeni baştan yapmak durumuyla yüz yüze getirir.
2. İşin başında olanların akletmeden verdikleri yanlış karar ve ortaya koydukları tutumların doğurduğu kötü sonuçların sıkıntılarını, zahmetini buyruk altında çalışanlar çeker.


Akıl yaşta değil baştadırİnsanın yaşlanması, aklının artması anlamına gelmez. İnsan büyüyebilir fakat aklı (kıt) kalabilir. Biliriz ki, pek çok genç yaşça büyük olanlardan daha akıllıdırlar. İnsanlar yaşlandıkça tecrübe sahibi olabilirler ama tecrübe akıllı olanların işine yarar, akılsızların değil.

Akla gelmeyen başa gelir
İnsan her şeyi eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Hiç ummadığı, beklemediği bir anda başına öyle şey gelir ki, bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir bile. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmaya çalışmaktır.


Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
Aklına geleni hemen gerçekleştirmeye çalışma; önce iyi düşün, taşın, doğabilecek sonuçları hesapla. Bunun aksine hareket edip iş yapmaya kalkar, her önüne gelene çatarsan büyük sıkıntılarla karşılaşır, zarar görürsün.

Hayvanlarla İlgili Atasözleri ve Anlamları

Vakitsiz öten horozun başını keserler
Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyükzarara yol açar. Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler.

Yırtıcı Kuşun Ömrü Az Olur
Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur. Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler.

Yılanın başı küçükken ezilmeli
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden

Yılana yumuşak diye el sunma
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi. Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan.

Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır.
Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler.

Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak içinuğraşan kimseler daha iyidir.

Tilkiye, Tavuk kebabı yermisin diye sormuşlar; Adamı güldürmeyin diye cevap vermiş
Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, elde etmek için yanıp tutuştuğu bir şeyi, “İster misin? Arzu eder misin?” diye sormak son derece yersiz, hatta abes ve gülünçtür.

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider
1. İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker.
2. Kurnaz ve düzenbaz kimse, sahasında ne kadar hünerli olduğunu gösterinceye kadar, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer.

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
Meslek veya alışkanlık gereği olan bir sonuçtan kaçınılmaz. Daha önce kopup ayrılmış olsa da, kişi bağlı olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu ya da bu sebepten ötürü döner.

Havlayan köpek ısırmaz
Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmez. Kötülük yapacak kişi, bu niyetini gizli tutar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez.

Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
1. Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken çoklukla hem kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar.
2. Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler hem kendilerinin, hem de başkalarının başına dert açarlar.

Uyuyan yılanın kuyruğuna basma
Şimdilik zararı dokunmayan kötü bir kimsenin yeni bir kötülük yapmasına fırsat vermek doğru değildir.

Yularsız ata binilmez
Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala, bir disipline bağlı olmayan iş, kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez. Dolayısıyla kargaşanın, başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir.

Kaçan balık büyük olur
Çok önemsiz, çok küçük de olsa, her nedense elden kaçırılan fırsat ah vah edilerek gözde büyütülür.

Öküze boynuzu yük değil
İnsan, kendi yakınlarının işleri ile kendi işlerini yük saymaz. Her ne kadar külfetmiş gibi görünüyorlarsa da, aslında yaptığı işler kişinin kendi yararınadır.

Şahin, sinek avlamaz
Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük, önemsiz, değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler.

Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer).
Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar.

Sinek pekmezciyi tanır
Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır
Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz bir şey insan üzerinde iyi bir etki bırakmaz.

Sıçan geçer yol olur
Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir işin yapılmasına izin verilmemelidir. Eğer bir kez izin verilirse, sürekli yapılmaya başlar ve alışkanlık hâline gelir. Bu giderek gelenekleşir ve pek çok kimse o zararlı yolu takip eder.

Sıçan çıktığı deliği bilir
Yasalara aykırı, yolsuz, gizli bir iş yapan kimse, kalkıştığı bu eylemin doğuracağı sonuçları önceden enine boyuna hesaplar; yakayı ele vermemek, yakalanmamak için gerekli önlemleri alır; nereye, ne zaman ve nasıl kaçacağını bilir.

Serçeden korkan darı ekmez
Tehlikeleri gözünde büyüterek işe girişmekte çekingen davranan kimse, amacına ulaşamaz. Unutulmamalıdır ki, her işin kendine göre zor bir yanı vardır. Amacına kavuşmak isteyen de bunları göze almalıdır.

Kurt dumanlı havayı sever
Kötü niyetli kimseler ortalıktaki karışıklıklardan yararlanma yoluna giderler. Çünkü o anda dikkatler dağılmıştır, kimin ne yaptığı belli değildir. Dolayısıyla kendilerine engel olacak kimselerin bulunmadığı bu ortamı sever ve bu ortamın oluşmasını istekle beklerler.

Kurda, Neden boynun kalın demişler; İşimi kendim görürüm de ondan demiş
Kendi işini kendisi gören, başkasına bırakıp yaptırmayan kişinin içi rahattır; çünkü işin bütün yükü ve sorumluluğu ona aittir. Dolayısıyla hiç kaygılanıp üzülmez de, keyfine bakar.

Köpeksiz sürüye (köye) kurt dalar (iner).
Koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer, saldırır, ne var ne yok hepsini talan eder. Eğer elinizdeki yeri ya da ülkeyi iyi koruyup gözetirseniz, düşman sizden uzak durur ve kötü sonlarla karşılaşmazsınız.

Köpek sahibini ısırmaz
Köpek bile kendisini besleyen, kendisini koruyan sahibine saygılı davranır. Peki, kişi ne kadar kötü olursa olsun iyilik gördüğü, geçimini sağladığı yere nasıl kötülük edecektir? O da nankörce davranıp zarar veremez.

Köpek ekmek veren kapıyı tanır
Şurası unutulmamalıdır ki, köpek bile kendisini besleyen yeri bilir; o yerin insanına karşı bunu iyidavranışlarıyla belli eder. O hâlde insan bunu görmeli ve bunun çok ötesinde olmalıdır. Kendisine iyilik eden, yardımcı olan kimselere karşı gerekli saygıyı göstermeli, nankörlük etmemeli ve kendisine uzanan şefkatli elleri unutmamalıdır.

Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler
İstenilen nitelikteki şey bulunamayınca onun daha düşük nitelikte olanına da razı olunur. Çünkü bir ihtiyaca, kalitesi düşük de olsa cevap verecektir.

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
Başka bir kimsenin malı, kişiye olduğundan daha değerli görünür. Çünkü insan nefsi doymak bilmez, başkasının elindekine imrenir. Hele insanlar birbirlerini çekemiyorlarsa birinin elindeki mal, diğerini sürekli rahatsız eder.

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar.

Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz
Kişi öncelikle kime danışacağını, kimin peşinden gideceğini iyi bilmelidir. Çünkü seçtiği kişi kötü, işe yaramaz biri olabilir ve onun başını belâya sokabilir.

Kedi uzanamadığı (yetişemediği) ciğere pis (murdar) der.
Kimileri, çok istedikleri hâlde elde edemedikleri şeyi hor göstermeye kalkışırlar; beğenmiyor görünürler. Böyle davranmakla asıl yapmak istedikleri şey, kendi çaresizliklerinin ortaya koyduğu açığı kapatmaya çalışmaktır.

Kedinin boynuna ciğer asılmaz
Kendisine güvenilmeyecek birine bir şey bırakmak, emanet etmek doğru değildir. Yoksa o şey ya zarar görür, ya da yok olur.

Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur
Açgözlü, gözü doymaz, hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.

Keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar
Küçükler daima büyüklerini taklit ederler, örnek alırlar. Anne_baba ne yaparsa çocuk da onu yapar; hangi yola giderse çocuk da o yola gider.

Koyun can derdinde, kasap et derdinde
Kötü bir duruma düşmüş, büyük zarara uğramış kimi kimseler acı içinde kıvranırken, kimileri de küçük yararlarını düşünürler ve hiç umursamadan bu durumdan istifade etmeye çalışırlar.

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Büyük çıkarlar beklenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır.

Katıra baban kim demişler, dayım attır demiş
Kişi kusurlu yanının açığa çıkmasını istemez, bunu gizlemeye çalışır. Sadece iyi yanıyla görünmeye ve övünmeye gayret eder.

Kartala bir ok değmiş, o da kendi yeleğinden
Kişi, hayatta karşılaşacağı en büyük kötülüğü çoklukla en yakınlarından görür.

Karga yavrusuna bakmış, benim ak-pak evlâdım demiş
Yaptığı iş ne kadar kusurlu, çocuğu ne kadar çirkin olursa olsun, kişiye bunlar iyi ve güzel görünür. Başkalarının bu konuda ne diyeceği o kadar önemli değildir.

Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış
İnsanlar yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar. Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır. Buna rağmen kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar. Ancak bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabiî davranışlarını da yitirir, gülünç duruma düşerler.

Kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez
Kötü, zalim kimseler kılık-kıyafetlerini, oturdukları ev ve yerlerini değiştirseler de huylarını değiştirmezler; onların bu kötü yapıları devam edip gider.

Kurt kocayınca köpeklere maskara olur
Güçlü, kuvvetli bir kurt ile köpekler kolay kolay başa çıkamazlar, ondan çekinip korkarlar. Bunun gibi her bakımdan güçlü, kuvvetli iken herkesi korkutan, tedirgin eden, yıldıran kişi, bu gücünü-kuvvetini kaybettikten sonra onun bunun, aşağılık kimselerin eğlencesi ve oyuncağı hâline gelir.

Çalışmakla İlgili Atasözleri ve Anlamları

İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz).
Durağan durumdan hareketli duruma geçmek ve çalışmak, insandaki hantallığı, isteksizliği ve uyuşukluğu söküp atar; onu canlı, yetenekli ve verimli kılar. Ruhen ve bedenen güçlendirdiği gibi, maddî yönden de kazançlı yapar.


Aç ayı oynamaz
Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir;insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır.



Açık ağız aç kalmaz
Çalışan, didinen, ne istediğini bilen, bıkmadan usanmadan bunu dile getiren kişi geçim yolunu bulur; muhtaç duruma düşmez, aç kalmaz.


Açın gözü ekmek teknesindedir
İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.


Akan su yosun tutmaz
Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o insanhem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.

Öğrenmekle İlgili Atasözleri-Eğitimle İlgili Atasözleri

Bilmemek değil Öğrenmemek ayıp

Bir şey öğrenmek, o konuda daha bilge olmak demektir

En kötüden iyiyi öğren, ama en iyiden kötüyü öğrenme

Okumayı sevmeyene dokuz hoca az.

Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur. (Sadi)

Bilgisizlik kolay ve rahat elde edildiği için çoğunluk bilgisizdir. (La Bruyere)

Boş kap, dolu fıçıdan çok ses çıkarır. (John Lyly)

Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenmiştir. (Voltaire)

Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, Çünkü cahil ne gelirse söyler diline. (La Edri)

Cahil ile sakın latife etme. Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar. (Hz.Ali r.a.)

Cahil insan kendi kendinin bile düşmanıdır; başkasına dost olması nasıl beklenir. (Sokrates)

Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. (Mevlana)

Cahil kral taç giydirilmiş eşektir. (İngiliz Atasözü)

Cahil sual sormaz. (Benjamin Disraeli)

Cehalet, dertlerimiz için tesirsiz bir ilaçtır. (Seneca)

Cehalet insanın isteyerek talihsizliğe talip olmasıdır. (G.İpsen)

Cehalet öyle binektir ki, üzerine binen zelil olur, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder. (Hz.Osman r.a.)

Hareket halindeki cehaletten daha korkunç hiçbir güç yoktur. (Bernard Shaw)

İnsanın cahil olduğunu bilmesi, ilme atılmış ilk adımdır. (Benjamin Franklin)

İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için satandır. (Hz.Ömer r.a.)

Öğrenmek pahalıdır ama cehalet ondan da pahalıdır. (Henry Clausen)

Yerli Atasözleri ve Anlamları

Acemi katır kapı önünde yük indirir: Beceriksiz ve anlayışsız kişi, kendisine yaptırılan işi en kötü evresinde yüzüstü bırakır.
Acı acıyı keser, su sancıyı: Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurmak gerekir.
Acıklı başta akıl olmaz: Büyük bir sıkıntı içinde bulunan kimsenin yaptığı işte mantık aranmamalıdır.
Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış: Her türlü sıkıntıya katlanılır, açlığa katlanılmaz.
Açılan solar, ağlayan güler: Hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, tersine döner. 
Aç ne yemez, tok ne demez: Yoksul kişi eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz. Varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur.


Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü: Karşındakini kızdıracak seninle ilgili kötü şeyleri ortaya dökmesine, senin için kötü sözler söylemesine yol açma.
Adam adama gerek olmasa her biri dağ başında olurdu: İnsanlar bütün gereksinimlerini tek başlarına sağlayamazlar.
Adamak kolay, ödemek güçtür: Söz vermek kolaydır, ancak bu sözü yerine getirmek güçtür. Çünkü bu, ya para ödemeyi ya da uğraşıp bir şey yapmayı gerektirir.
Adamın iyisi alışverişte belli olur: Birçok insanlar çıkarları için ahlak dışı davranışlarda bulunmaktan çekinmezler. Böyle davranışlara en çok alışverişte rastlanır. Bir kimse alışveriş sırasında yalan söylemez, hile yapmaz, buna benzer ahlak dışı davranışlara sapmazsa iyi insan olduğunu göstermiş.
Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile: Kişi, her girişiminde başarılı olmayabilir, yanılmış olur. Ama yeni girişimlerinde eski hatalara düşmeyecek deneyimler kazanmış olacağından başarma şansı artar. 
Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş: Bir kimseye en büyük kötülük, nankör olan yakınlarından ve kendi yetiştirdiklerinden gelir.
Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür: Hiçbir destek sürekli olmaz. Bunun için insan yapacağı işte başkalarının desteklemesine güvenmemeli, yalnız kendi gücüne dayanmalıdır.
Ağacın kurdu içinde olur: Bir topluluğu çökertip yıkacak öğeler, sinsi içeride çalışırlar.
Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar: Faydalı eser veren, erdem ve bilgi donanmış olan insan kimseye yüksekten bakmaz, alçakgönüllü olur. 
Ağaç yaprağıyla gürler: İnsan akrabası, yakınları, yandaşları ile varlığını gösterir; önemli işler yapar.
Ağır kazan geç kaynar: 1. Kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar. 2. Tembel kimsenin elinden iş geç çıkar. 3. Ağırbaşlı insan çabuk öfkelenmez.
Ağırlık altın kale, hafiflik başa bela: Ağırbaşlı kimselere herkes hayran olur, saygı gösterir. Gereksiz işler yapan, gereksiz laflar eden, her şeye burnunu sokan kişiler aşağılanır.
Ağız yer yüz utanır: Armağan alan kişi, armağanı verenin dileğini yerine getirmemeye utanır; işini yapar.
Ağlamakla yar ele girmez: İnsanın çok sevdiği şey, sadece özlemini çekmekle elde edilemez. Onu ele geçirmenin yollarını bulmak gerekir.
Ağzın karnından büyük olmasın: Gücünün yetmeyeceği büyük işlere girişme.
Akan çay her zaman kütük getirmez: Kimileyin emek harcanmadan para kazanılsa da bu her zaman gerçekleşmez.
Akarsu çukurunu kendi kazar: Bir şeyler yapma isteği ve gücü bulunan kişi, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.
Akıllıları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış: İnsan kendi tutumunu, davranışını başkalarınınkinden daha üstün görür. Herhangi bir konuda onun düşündüğüne benzemeyen başka düşünceler ileri sürülse, kendi düşüncesini yeğler.
Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir: Daha az düşünen ama çabuk karar veren kimse, çok düşünüp de karar veremeyen kimseden daha iyi iş görür.
Akıl olmayınca ne yapsın sakal: Kişi, sadece yaşlanmakla olgunlaşmaz. Akılsızsa, çocukça işler yapar
Akıntıya kürek çekilmez: Kendi yolunda güçlü olarak sürüp giden bir işi ters yöne çevirmek boşuna çaba harcamaktır.
Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır: Doğruluktan ayrılmayan, güvenkazanır, ödüllendirilir. Kötülüğü iş edinen kişi ise hak ettiği cezayı görür.
Alacağım olsun alakarga olsun: Almak olanağı bulunmasa, dahası borçlu ile dövüşmek gerekse bile alacaklı olmak iyi bir şeydir.
Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar: Alçakgönüllü olan ve büyüklü taslamayan, saygı görür; toplum içinde yükselir. Kendini herkesten üstün gören sevilmez; toplum içinde iyi bir yer alamaz.
Alet işler, el övünür: İnsan ne kadar usta olursa olsun, gerekli araçlar olmadıkça kusursuz iş yapamaz.
Altın anahtar her kapıyı açar: Para ile bütün engeller ortadan kaldırılır; bütün güçlükler yenilir; istenilen şey elde edilir.
Altın leğenin kan kusana ne faydası var: Ağır hasta, ya da dertli olan kimse, zengin olmuş neye yarar.
Araba devrilince yol gösteren çok olur: Tehlikeyi daha önce kimse haber vermez de kötü sonuçmeydana geldikten, iş işten geçtikten sonra herkes “yanlış yapmışsın, söyle bir yol tutmalıydın, böyle davranmalıydın” diye akıl verir: 
Arpa eken buğday biçmez: Kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.
Arpa samanıyla kömür dumanıyla: Kusursuz nesne olmaz. Yararlandığımız nesneleri kusurlarıyla birlikte kabulleneceksiniz.
Arşın malı kantar ile satılmaz: Her nesnenin bir değeri, niteliğine uygun bir ölçüyü vurularak belli olur. Bir nesne için kullanılan ölçü, niteliği ayrı olan başka bir nesne için uygulamaz.
Aş tuz ile tuz oran ile: Bir şeyin hoşa gitmesi, birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır. Ölçüsüz ve aşırı nitelikler o şeyi tatsız, zevksiz duruma sokar. 
Ata binen nalını, mıhını arar: Kişi kullanacağı şeyin ayrıntılarını da almalı, eksik bir durumu kalmamasına dikkat etmelidir.
At, adımına göre değil, adamına göre yürür: Atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi, bir işin yürüyüşü de iş başındakinin bilgisine, çabasına, tutumuna göre değişir.
Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz: İnsan yaşlandıkça türlü türlü engeller, güçlüklerle karşılaşır; çeşitli sıkıntılara, felaketlere uğrar.
Ay ışığında ceviz silkinmez: Yeterli olmayan koşullar içinde iş yapılırsa beklenen verimli sonuçalınamaz.
Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez: Öyle zaman olur ki aylık kazan. İnsanı bir yıl geçindirir. Öyle zaman da olur ki bir yıllık kazanç, bir ay geçindirmeye yetmez.
Baca eğri de olsa duman doğru çıkar: Yaradılıştan iyi ve doğru olan kişi ya da nesne, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun, niteliğini yitirmez.
Balık baştan kokar: Baştakilerin tutumu bozuk olan toplumda her şey bozuk olur.
Balta sapını yonamaz: Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına gerekseme duyar.
Başak büyüdükçe boynunu eğer: İnsan olgunlaştıkça daha çok alçakgönüllü olur.
Baş dille tartılır: Kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır kürk içinde: Bir aile içindeki kişilerin kusurlar, anlaşmazlıkları, kavgaları sır olarak aile içinde kalmalı, dışarıya duyurulmamalı, sızdırılmamalıdır.
Bir ağacın gölgesinde bir sürü yatar: İyiliksever bilgili, varlıklı kimselerden pek çok kişi yararlanır.
Bir baş soğan bir kazan kokutur: Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz, büyük bir topluluğun havasını bozar.
Bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin görmesin: Bir yoksula, hayır işine yaptığınız yardımı, en yakınlarınız dahi bilmemelidir.
Bir koyundan iki post çıkmaz: Bir kimseden verebileceği kadar bir şey alındıktan sonra dolambaçlı yolla aynı şeyi bir kez daha almaya çalışmak, boşuna emek harcamaktır.
Bir söz bin büyüye bedeldir: Büyü, kişiyi yanlış şeylere inandırır. Etkili söz ise büyüden daha güçlü bir inandırıcılık taşır.
Bir tepe yıkılır, bir dere dolar: Dünyada hiçbir şey kaybolmaz. Birinin kaybettiğini başkası kazanır. Bir zengin yoksullaşırken bir yoksul da zenginleşir.
Boğaz dokuz (kırk) boğumdur: Bir söz söylemeden önce boğazın her boğumunda bir kez daha içimizden geçirmeli, bunun nasıl bir sonuç doğuracağı düşünmeli, uygun olmayan yönlerini düzeltmeli, böylece tekrar tekrar düşünüp düzeltmeler yapmalı, sonra söylemeliyiz.
Boş çuval ayakta durmaz: 1. Karnı doymayan kimse çalışamaz. 2. Bilgisiz, yeteneksiz kişi, kendisine verilen görevde tutunamaz. 3. Gerçeklere dayanmayan ve gereksemelere yanıt veremeyen bir planyürütülemez.
Canı cana ölçmeli: Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkasına yapmayınız.
Cins kedi ölüsünü göstermez: Soylu kişi, kötü, acınacak durumunu kimseye göstermez ve söylemez.?
Çabalama ile çarık yırtılır: Olmayacak işi zorla yapmaya çalışan zarara uğrar.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Kimseye kötülük yapma. Yoksa aynı kötülüğü onlar da sana yaparlar.
Çatal kazık yere batmaz: Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Çiğnemeden yutulmaz: Çalışmadan yaşamak olmaz. En kolay iş dahi emek harcamayı gerektirir. 
Çivi çıkar ama yeri kalır: Başkasına yaptığın bir fenalığı kaldırıp gidersen bile kötü izini, anısını gideremezsin.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin: Yönetimin altında bulunan kimseye ikide bir de “şunu yap, bunu yapma” demekle iyi sonuç alırım sanma; onu arsız edersin. Yiyecek, parabakımından sıkıntıya da düşürme. Çünkü hırsızlığa itmiş olursun.
Çubuk kırılır, çıt der; kütük kırılır, küt der: Küçük çapta iş yapanların uğrayacağı zarar küçük; büyük çapta iş yapanların uğrayacağı zarar büyük olur. Ancak zararın ağırlığı, iki durumda da eşittir.
Dağ başından duman eksik olmaz: Büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları da vardır.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar: 1. Her yüce kişiden daha yetkili kişi, en önemlimakamın bir denetleme yöntemi vardır. 2. Yenilmesi olanaksız gibi görünen zorlukların da çözümyolu vardır.
Demircinin canı demirden berk gerek: Güç bir işi yapmak isteyen kişide bu güçlüğü yenecek “azim, sebat” bulunmalıdır.
Derin su yavaş akar: Bilgili, dengeli kişi, bir konuda karar vermek ve eyleme geçmek için ivmez; uzun uzun düşünür.
Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka: Önemli bir düzeye ulaşmak“görünüşte benzemek” le gerçekleşebilseydi, herkes kolayca bu düzeye ulaşırdı.
Devenin derisi eşeğe yük olur: 1. Zengin ne denli yoksul düşse, yoksula göre varlıklıdır. 2. Saygınkimsenin en değersiz kalıntısını sıradan kişiler başta taşırlar.
Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen: En büyük mutluluk ve zenginlik, oğul sahibi olmak; en gerekli mal tahıl; en değerli mülk değirmendir.
Dibi görünmeyen sudan geçme: Her yönünü iyice öğrenmediğin işe girişme.
Dokuz at bir kazığa bağlanmaz: 1. Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir. Çünkü anlaşamazlar; birbirlerine saldırırlar. 2. Birçok azılı, zayıf bir güvenlik önlemiyle zaptedilemez.
Düğünde Fatmacığı kim bilir: Onun gibi pek çok kişinin katıldığı bir toplulukta, kendisine önemverileceğini sanan kimsenin adı bile anılmaz.
Dün öleni dün gömerler: Bir üzüntüyü sürdürmemeli, unutmaya çalışmalıdır.
Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kolla kendini, göreyim seni: İşlerini aksatmadan yürütmek isteyen, aklının gücünden, düşünce ve sağduyusunun kılavuzluğundan ayrılmamalıdır.
Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra: Rahatlık, özgürlük, bolluk bulunan yer, bunlardan yararlanma olanağı bulunmayan kişiler bir değer taşımaz.
Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir: Birçok kimseler için yıkıma yol açan bir olay, kimi kimseleri ilgilendirmez. Çünkü bunların yaşayışına göre olayda bir olağanüstülük yoktur.
Düşman düşmana gazel okumaz: Düşmanınızdan okşayıcı bir davranış beklemeyiniz. O, size karşı elinden gelen kötülüğü en sert biçimiyle yapacaktır.
Düş uykudan sonra olur: Bir işin temeli gerçekleşmelidir ki ona bağlı olan ayrıntılara sıra gelsin.
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her işi uzmanına yaptırılmalıdır.
Elmanın dibi göl, armudun dibi yol: 1. Elma ağacı çok su ister. Armut ağacı susuz ve tımarsız yetişir. 2. Dıştan birbirine benzeyen her şeye aynı işlemi uygulayamazsınız. Her biri özelliğine göre ayrı bir davranış bekler.
El vergisi gönül sevgisi: Bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.
En kolay iş yemek, çiğnemeden yutulmaz: Emek çekilmeden yapılan iş yoktur. 
Erkek sel, kadın göl: Ev ekonomisinde kadının görevi çok önemlidir. Erkek, parayı su gibi harcama eğilimde de olsa kadın israfa yer vermemeli, tutumlu olmalı, para biriktirmelidir.
Et ne kadar arık olsa ekmek üstünde yaraşır: Bilgili, görgülü kişiye, iş başında ve zengin olmasa bile bilgisiz, görgüsüz kişilerin üstüne bir yer yakışır.
Gammaz olmasa tilki pazarda gezer: Gizli, yasa dışı yollarla çıkarını sağlayan kişi, yakayı ele vereceğinden korkmasa bu işleri açıktan açığa yapar.
Gem almayan atın ölümü yakındır: Dik kafalı, söz dinlemez, hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.
Göğe direk, denize kapak olmaz: Hem gereksiz, hem de gerçekleştirilmesi hayale bile sığmayan şeylerle uğraşılmamalıdır.
Gök gürlemeden yağmur yağmaz: Bir kişi ya da topluluk, sesini yükseltmezse istediğine kavuşamaz.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar: Ferahlatıcı bir duruma kavuşulacağı belli olsa bile, sonucun çok gecikmesi, onu yararsız kılar ve bekleyeni yoksunluk içinde kıvrandırır.
Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez: Kendisinden yararlanılan kişiyi, nesneyi zarara uğratacak eylemlerden sakınılmalıdır.
Görünen dağın uzağı olmaz: Bir durumun nasıl bir sonuca varacağı belli olduktan sonra bu sonuççok geçmeden gerçekleşir.
Güzel bürünür, çirkin görünür: Güzeller kendilerini nazlı satarlar; kolay kolay kimseye görünmek istemezler. Çirkinler ise kendilerini herkese göstermeye, beğendirmeye çalışırlar.
Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz: İyi huylu olmayan güzelyüzlüden çabuk usanılır. İyi huylu olan kimseden -çirkin de olsa- hiç usanılmaz.
Güzelin ondur, dokuzu dondur: Güzelliğin onda dokuzu giyim kuşamla sağlanır.
Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz: Bir haylazlığından dolayı dövülen bir çocuk, uzun süre bunu hatırlar da haylazlık yapmaktan çekinir. Uygunsuz bir davranışından dolayı cezalandırılan kimseler de böyledir.
Harman dövmek keçinin işi değil: Önemli, ağır işler, hafife alınmamalı, çoluk çocuğa, acemilere yaptırılmamalıdır.
Hekim kim, başına gelen: Bir hastalığın en iyi hekimi, bu hastalığı geçirmiş olan kimsedir. Toplumsal alanda da böyledir. Bir konuyu en iyi sonuca ulaştırmasını bilen kimse, başından böyle bir olay geçmiş olan kimsedir.
Her kaşığın kısmeti bir olmaz: Herkesin talihi, kazancı bir değildir. Aynı çabayı göstermelerine kaşın kimisi daha çok, kimisi daha az kazanır.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uydurmaz: Herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.
Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz: Çeşitli işler, çeşit çeşit yetenekli kişilerle başarılabilir. Herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak kimse bulunmazdı.
Her taş baş yarmaz: Her korkulan şey tehlikeli değildir.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır: Kişinin sevdiği şeye karşı olan hırsı ölene değin sürer.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz: Daha önce bir zarar uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz.
İki cambaz bir ipte oynamaz: Kurnaz, hileci iki kişi, bir iş üzerinde karşılaşırlarsa birbirlerini aldatmak, atlatmak için bütün hünerlerini harcarlar. Bu durum ikisi için de tehlikelidir.
İki emini bir yemin aralar: Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa güven bozulmuş demektir.
İki testi çarpışınca biri kırılırsa biri de çatlar: Bir çatışmada yenen de yenilen de zarar görür.
İnek ağzından sağılır: Bir kişiden ya da hayvandan bol verim bekleyen onu iyi beslemeli, doyurmalıdır.
İşten artmaz, dişten artar: İnsan ne denli çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse bir şey artıramaz. Para, kazanmakla değil, tutumla artar.
İt ürür, kervan yürür: Doğru yolda olanlara çatanlar, kervana ürüyen itlere benzerler. Bu tür karşı koymalar, yürüyüşü engelleyemez.
İyi nasihat verilir, iyi ad verilmez: Bir kimse başkasına iyi öğüt verebilir ama iyi ad, ün veremez. Bunu ancak kişinin kendisi kazanabilir.
Kaçan balık büyük olur: İnsan elden kaçırdığı küçük bir fırsatı gözünde büyütür onun çok önemliolduğunu söyler durur.
Kalendere “kış geliyor” demişler, “titremeye hazırım” diye cevap vermiş: Yaşamanın felsefesine eren kişi, en sevimsiz, dahası rahatsız durumları bile hoş karşılar.
Kapıyı kırarsan odun çok olur: Bir gereksinimini karşılayacak parası bulunmayan kişi, önemli bir malını satmayı göze alırsa sorun kalmaz.
Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz: Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitince yok olur.
Kavurganın yananı sıçrar: Bir topluluğu tedirgin eden durumdan en çok zarar gören kişi sesini yükseltir.
Kaynayan kazan kapak tutmaz: İçin için büyüyen bir olay, bir duygu, çok geçmeden patlak verir.
Keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer: 1. Değersiz kişiler kendilerini değerli ve en güzel şeye layık görürler. 2. İğrenç olanlar, durumlarına bakmazlar da iğrenilmeyecek şey ararlar.
Kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar: Yaşlandıktan sonra bir şey öğrenmeye, yeni bir iş yapmaya başlayan kimsenin bunu başarmaya ömrü yetmez.
Kimi köprü bulmaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye: Kimi kişiler bir şeyin bolluğundan yakınır, ondan kurtulmanın yollarını ararlar. Kimi kişiler aynı şeyden yoksun olmanın sıkıntısını çekerler.
Kimse kimsenin çukurunu doldurmaz: Yaşlı bir kişi, çok sevdiği bir genç ölünce “keşke onun yerine ben ölseydim” der. Kimi zaman da biz “o değerli adam öleceğine şu işe yaramaz adam ölmeliydi” deriz. Boş sözler. Kimse kimsenin yerine ölemez.
Kimsenin ettiği yanına kalmaz: Hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz. Kötülük yapanlar er geç yaptıklarının cezasını çekerler.
Köseyle alay edenin top sakalı kara gerek: Başkasının eksiklikleri ile eğlenen kişinin kendisi kusursuz olmalıdır.
Kuş kanadına kira istemez: Kişi, kendi işi için zaten harcayacağı çabadan dolayı başkasından karşılık beklemez.
Küpe küp deyince küp adama düp der: Değersizliğini, boşluğunu yüzüne karşı söylediğiniz kişi, size sözünüzü yankısı gibi kötü bir karşılık verir.
Mayasız yoğurt tutmaz: Çok para kazanabilmek için, az da olsa, elde bir sermaye olması gerekir.
Meramın elinden bir şey kurtulmaz: Bir işi yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi her halde başarıya ulaşır.
Merdiven ayak ayak çıkılır: En yüksek yere, yavaş yavaş yükselerek çıkılır.
Mezar taşı ile övünülmez: Kişi, geçmişteki atalarıyla değil, ancak kendi değeri ile övünebilir.
Minare de doğru ama içi eğri: Doğru görünen nice kişiler vardır ki iç yüzlerini bilen-erden nasıl düzenbaz ve hayın oldukları öğrenilir.
Olsa ile bulsayı ekmişler, yel ile yuf bitmiş: Şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diye dilemekle istediğimiz sonuca varamayız. Elde etmek istediğimiz sonucu dilekle değil, çalışmakla gerçekleştirmeliyiz.
Öfke baldan tatlıdır: Sinirlendirici bir durum karşısında bağırıp çağırmak, içini boşaltmak, insana ferahlık, dahası zevk veren bir şeydir.
Öksüz oğlan göbeğini kendi keser: Koruyanı olmayan kişi kendi işini kendi yapmak zorunda kalır.
Öküz öküzün boynuzunda çamur görmezse korkmaz: Kavga edecek kişi karşısındakinde korkutucu bir belirti görmezse ondan korkmaz.
Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur: Zamanın şartlarına uymayan kişi zorluklarla karşılaşır.
Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu:Toplum içinde çatışmalar başlayınca yapılacak en iyi iş, bunlardan uzak durmaktır.

Sel gider kum kalır: Önemli olan kalıcı öğelerdir, geçici olanlar değil.
Sel ile gelen yel ile gider: Emeksiz elde edilen para çarçur olur gider.
Serçe ile konuşanın sesi semadan gelir: Deveci ile konuşan kapıyı büyük açar ile aynı anlamda. Zengin kimselerle birlikte olan kişi kendini onlara uydurmak zorundadır.
Siyah inekten beyaz süt sağılır:Görünüşe aldanmamak gerekir. 
Su akarken testiyi doldurmalı:Kişi eline geçen fırsatlardan yararlanmalıdır.
Su başından kesilir:Bir işi bitirmek için en yetkili kişi ile konuşmak gerekir.
Su bulanmayınca durulmaz: Bir konu türlü çekişmelerden sonra açığa kavuşur.
Su testisi suyolunda kırılır: Herkes tuttuğu yolun bedelini öder.
Şaraptan bozma sirke keskin olur: Sonradan azan kişi daha tehlikeli olur.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır: Kötü arkadaşlar insanı ölüme sürükler sonra da onu terk eder.
Şimşek çakmadan gök gürlemez: Bir olay olmadan önce belirtileri görülür.
Tas yere düşmeden çanlamaz: Ortada dolaşan dedikodu büsbütün asılsız olmaz.
Tek kanatla kuş uçmaz: Bazı işler yardım almadan başarılamaz.
Tutulan sakal yolunur: Suçlulardan ele geç en kişi cezalandırılır.
Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur:İyilik gördüğü kişiye hainlik yapanlar Allah katında cezasız kalmazlar
Üşüntü köpek mandayı paralar:Küçük güçler birleşerek büyük düşmanı yenerler.
Vardığın yer körse gözünü kapa:İnsan çevresindekilere geçinebilmek için onlara uymak zorundadır.
Yalnız öküz çifte koşulmaz: İki kişinin yapması gereken bir işi, bir kişi tek başına yapamaz.
Yalnız taş duvar olmaz:İnsan yardım almadan tek başına bir şey yapamaz.
Yel kayadan ne koparır:Sağlam kişi veya işler küçük saldırılardan etkilenmezler.
Yetişemediğin köyün alt tarafında yat:Esas hedefine ulaşamıyorsan bir alt hedefte karar kıl.
Yılana yumuşak diye el sunma:Herkese zararsız, iyi huylu kişiye yaklaşma, dikkat et.
Yılanın sevmediği ot deliğinin önünde biter: Kötülük peşinde olanlar da ummadıkları belalarla karşılaşırlar.
Yılar ne kadar eğri gitse deliğine doğru gider: Yabancılara karşı dürüst olmayanlar yakınlarına karşı farklı davranırlar.
Yırtıcı kuşun ömrü az olur: Saldırgan kişiler fazla yaşatılmaz.
Yoktan yonga çıkmaz: Bilgisiz, varlıksız kişiden bir şey beklenmemeli.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz:Sürekli yer değiştiren kimse mal mülk sahibi olamaz.
Yük altında eşek kalır:İnsan olan yapılan iyiliklerin altında kalmaz.
Yüksek dağın başı dumanlı olur:Önemli mevkilerde bulunanlar büyük baskı ve sorumluluk altındadırlar.
Yürük(hızlı yürüyen) ata kamçı olmaz:İşini iyi ve hızlı yapan kişiyi sıkıştırmaya gerek yoktur.
Zemheride yoğurt isteyen cebinde inek taşır: Gerçekleşmesi güç bir isteği bulunan kimse bu isteği gerçekleştirecek yolu da bulmak zorundadır.
Zengin silkinse fakir bay olur: Zenginler az biraz yardım etseler fakirler de zengin olur.
Zeyrek kuş iki ayağından tutulur:Hilebaz kişi bir zaman gelir yakayı ele verir.
Zurnada peşrev aranmaz: Rastgele yapılan işlerde kural, nizam aranmaz.